Allah'in Zati ve Subuti Sıfatları Nelerdir?
Allahın Sıfatları Nelerdir? |
İlâhî sıfatlar, zatî ve sübutî olmak üzere iki gruba ayrılıyor.Allah'ın Sıfatları: Allahü teâlânın sıfatları 14 tanedir. 6 tanesi Zati Sıfatları (Sıfât-ı zâtiyye), 8 tanesine de Subûti Sıfatları (Sıfât-ı sübûtiyye) denir.
Zatî Sıfatlar:
1. Vücut (Varlık),
2. Kıdem (Ezeliyet, evveli olmama),
3. Beka (Ebediyet, ahiri olmama),
4. Vahdaniyet (Bir olma, şeriki bulunmama),
5. Kıyam binefsihî (Varlığının devamının zatından olması, başkasın yardımıyla olmaması),
6. Muhalefetün-lil-havâdis (Zatının mahlukatın zatlarına ve sıfatlarında mahluk sıfatlarına benzememesi).
Sübutî Sıfatlar:
1. Hayat
2. İlim
3. İrade
4. Kudret
5. Sem (işitme)
6. Basar (görme)
7. Kelâm
8. Tekvin (Yaratma, var etme.)
Tekvin sıfatı Maturudî mezhebine göredir. Diğer İtikat imamımız İmam Eş’arî, bu sıfatı müstakil bir sıfat olarak düşünmez. Böylece bu mezhepte Sübutî sıfatlar yedi tane olmuş olur.
Bazı İslâmî kaynaklarda ilâhî isimlerden de sıfat diye söz edildiği görülür. Meselâ, Kerim Allah’ın bir ismidir. Aynı zamanda Allah’ı kerem sahibi olarak vasıflandırması cihetiyle de sıfat vazifesi görür. "Kerim Allah", dediğimiz zaman Kerim ismini sıfat makamında kullanmış oluruz.
Yine bu kaynaklarda Cenâb-ı Hakk’ın sıfatları üç grupta mütalâa edilir:
1. Zâtî sıfatlar (Bunlar sübutî ve selbî olarak iki kısma ayrılırlar)
2. Fiilî sıfatlar.
3. Manevî sıfatlar.
Allah’ın bütün güzel isimleri bu sıfatlardan birine dayanır. Meselâ, Âlim ismi sıfat-ı sübutiyeden “ilim” sıfatına, Kadîr ismi “kudret” sıfatına, Mütekellim ismi "kelâm" sıfatına dayanır. Keza, Evvel ismi, zatî sıfatlardan kıdem sıfatına, Âhir ismi, bekâ sıfatına dayanır.
İlâhî isimlerden çoğu fiilî sıfatlara dayanmaktadır. Hâlik ismi, yaratma fiiline; Muhyi ismi ihya (hayatlandırma) fiiline; Musavvir ismi tasvir, yâni sûret verme fiiline; Mümit ismi, imate (ölümü verme) fiiline dayanır.
Bazı isimler de manevî sıfatlara istinat ederler. Hakîm ismi Cenâb-ı Hakk’ın hikmet sahibi olması sıfatına; Kebir ismi, kibriya sahibi olma vasfına; Cemil ismi, cemal sahibi olmasına dayanır...
Bu sıfat, Allah Teala'nın var olduğunu ifade eder. Allah Teala'nın varlığı başka bir varlığa bağlı olmayıp, zatının icabıdır. Yani vücudu, zatıyla kaimdir ve zatının vacib bir sıfatıdır. Bu sebeble Hak Teala'ya Vacibü'l-Vücud denilmiştir. Bazı Kelam alimleri, Vücud sıfatına, sıfat-ı nefsiyye adını vermişlerdir. Vücud'un zıddı olan adem (yok olma) Allah Teala hakkında muhaldir. Allah'ın yok olduğunu iddia etmek, kainatı ve içindeki varlıkları inkar etmeyi gerektirir. Çünkü her şey'i yaratan ve var eden O'dur.
Kıdem:
Kıdem, Allah Teala'nın varlığının başlangıcı olmaması demektir. Allah Teala kadimdir, ezelidir. Yani önce yok iken sonradan var olmuş değildir. Geçmişe doğru ne kadar gidilirse gidilsin, Cenab-ı Hakk'ın var olmadığı bir an, bir zaman, tasavvur edilemez. Aslında zaman ve mekanı yaratan da O'dur. Allah Teala zaman ve mekan kayıtlarından münezzeh, ezeli ve kadim bir Zat-ı Zülcelaldir. Kıdem'in zıddı olan hudus (sonradan olma, belli bir zamanda yaratılma) Allah Teala hakkında muhaldir.
Beka:
Beka, Allah Teala'nın varlığının sonu olmaması, daima var bulunması demektir. Allah Teala'nın varlığının başlangıcı olmadığı gibi, sonu ve nihayeti de yoktur. O hem kadim ve ezeli, hem de baki ve ebedidir. Zaten kıdemi sabit olan bir varlığın, bekası da vacib olur. Beka'nın zıddı fena, yani, bir sonu olmaktır. Bu ise, Allah Teala hakkında muhaldir.
Muhafeletün lil-Havadis:
Allah'ın, sonradan vücud bulan varlıklara benzememesi demektir. Allah Teala ne zatında, ne de sıfatlarında kendi yarattığı varlıklara benzemez. Biz Allah'ı nasıl düşünürsek düşünelim, O, hatır ve hayalimize gelenlerin hepsinden başkadır. Çünkü hatıra gelenlerin hepsi hadis, yani, sonradan yaratılmış, yok iken var edilmiş şeylerdir. Allah Teala ise, vücudu vacib, kadim ve baki, her şeyden müstağni, her türlü noksandan uzak, bütün kemal sıfatlara sahip olan İlahi ve mukaddes bir zatdır. Şübhe yok ki, böyle yüce bir Zat, önce yok iken sonra var olan, bil'ahare tekrar zeval bulan varlıklara benzemez. Nitekim Cenab-ı Hak kendi zatını Kur'an-ı Kerim'de: arapça var. "Onun "Hak Teala'nın) benzeri yoktur. O, her şey'i işitici ve görücüdür" (Şura 11) sözleriyle tavsif etmiştir. Peygamber Efendimiz de (asm) bu manayı te'yiden: "Her ne ki senin aklına geliyor, işte Allah Teala onun gayrısıdır" buyurmuştur
Kıyam Bi-nefsihi:
Allah Teala'nın, başka bir varlığa ve hiçbir mekana muhtaç olmadan zatı ile kaim olması demektir. Mevcudatın hepsi, sonradan vücuda gelmiştir. Bu sebeble de bir Yaradana ve bir mekana muhtaçdırlar. Buna mukabil her şeyin yaratıcısı olan Allah Teala'nın vücudu, zatının gereğidir ve varlığı hiçbir şey'e muhtaç değildir. Şayet Allah da var olabilmek için başka bir varlığa muhtaç olsa idi, O da mahluk olur ve her şey'in Halikı ve başlangıcı olmazdı. Halbuki O, her şey'in Halikı ve yaratıcısıdır. O'ndan başka her şey mahluktur. Halık ise, mahlukuna asla muhtaç olmaz.
Vahdaniyet:
Vahdaniyet, Allah'ın bir olması demektir. Vahdaniyet, Allah Teala'nın kemal sıfatlarının en önemlisidir. Çünkü bu sıfat, Allah Teala'nın zatında, sıfatlarında, fiillerinde bir olduğunu; saltanat ve icraatında ortaksız bulunduğunu ifade etmektedir.
Hayat:
Cenab-ı Hakk'ın hayat sahibi olması, hayat sıfatiyle muttasıf bulunması demektir. Cenab-ı Hak hakkında vacib olan bu sıfat, mahlukatta görülen ve maddenin ruh ile birleşmesinden doğan geçici ve maddi bir hayat olmayıp ezeli ve ebedidir. Bütün hayatların kaynağı olan hakiki hayattır. Hayat sıfatı, İlim, İrade, Kudret gibi kemal sıfatlariyle yakından ilgilidir. Bu sıfatların sahibi bir zatın, hayat sahibi olması zaruridir. Çünkü ölü bir varlığın ilim, irade ve kudret gibi kemalatın sahibi olacağı düşünülemez. Bunun içindir ki, hayat sıfatını, Cenab-ı Hakk'ın ilim, irade ve kudret gibi sıfatlarla vasıflanmasını sağlayan ezeli bir sıfattır, diye tarif etmişlerdir. Hayat sıfatının zıddı memat, yani, ölü olmaktır. Bu ise Allah hakkında muhaldir.
İlim:
Allah Teala'nın her şey'i bilmesi, ilminin her şey'i kuşatması demektir. Bu alemi en güzel şekilde, en mükemmel bir nizam üzere yaratan ve onu idare eden Zat-ı Akdes'in, yarattığı varlığı en ince teferruatına kadar bilmesi gerekir. Zira hakikatı, faydası, lüzum ve hikmeti bilinmeyen bir şey, nasıl yaratılabilir? O halde yaratıcının bir şey'i yaratabilmesi için, evvela ilim sahibi olması, sonra o ilmin icablarına göre yaratması şarttır. Bundan başka, iman ve salih amel sahiplerini mükafatlandırmak, isyan eden ve kötü yolda olanları da cezalandırmak, ancak bu kimselerin yaptıklarını bütün teferruatı ile bilmekle mümkündür. İlmin zıddı cehil, gaflet ve unutkanlıktır. Bütün bunlar Hak Teala hakkında muhaldir
İrade:
Allah'ın bir şey'in şöyle olup da böyle olmamasını dilemesi; her şey'i dilediği gibi tayin ve tesbit etmesi demektir. Allah Teala kamil bir irade sahibidir. Bu kainatı ezeli olan iradesine uygun olarak yaratımştır. Bu kainatta olmuş ve olacak her şey Allah'ın dilemesi ve irade etmesiyle olmuş veya olacaktır. O'nun her dilediği mutlaka olur, dilemediği de asla vücud bulmaz. Bu hususta Kur'an'da:
"Allah dilediğini yaratır. Bir işe hükmederse (yani onu dilerse) ona ancak 'ol' der, o da oluverir" (Âl-i İmran, 47) buyrulur.
Hadis-i şerifte de: "Allah'ın dilediği oldu, dilemediği de olmadı" denilmiştir. İrade sıfatından başka meşiet adında müstakil bir sıfat yoktur.
Kudret:
Kudret, Hak Teala'nın varlıklar üzerinde irade ve ilmine uygun olarak te'sir ve tasarruf etmesi, her şey'i yapmağa ve yaratmaya gücü yetmesi demektir. Allah Teala'nın sonsuz bir kudret sahibi olduğuna ve her şey'e kadir bulunduğuna, görmekte olduğumuz şu kainat ve ihtiva ettiği güzellik ve şaşmaz nizam en büyük delildir.
Tekvin:
Tekvin; icad ve yaratma demektir. Tekvin'i madum (yok) olan bir şey'i yokluktan çıkarmak, vücuda getirmek diye izah etmişlerdir. Tekvin, Ehl-i Sünnet'in iki hak itikadi mezhebinden biri olan Matüridilere göre, ilim, irade ve kudret sıfatından ayrı bir sıfattır. Yine Matüridilere göre, Hak Teala'nın yaratmak, rızık ve nimet vermek, azab vermek, diriltmek, öldürmek gibi bütün fiilleri, tekvin sıfatına racidir. Onun eser ve tecellisi sayılır. Bunlara sıfat-ı fi'liyye (fiili sıfatlar) da denilir. Kudret ve tekvin, birer kemal sıfatı olup zıdları olan acz, Allah hakkında muhaldir. Eş'arilere göre ise: Allah'ın tekvin sıfatı diye ayrı, müstakil bir sıfatı yoktur. Tekvin, kudret sıfatının makdurata (yaratılması takdir edilmiş şeylere) yaratma anında taallukundan ibarettir. Yani tekvin, kudret sıfatı içinde itibari bir vasıf olmaktadır. Allah Teala'ya Mükevvin isminin verilmesi, O'na, kudret sıfatından ayrı, Tekvin adında bir sıfatın isnad edilmesini gerektirmez. İcad etmek, yaratmak, bilfiil vücuda getirmek, Hak Teala'nın Kudret sıfatıyla olur. Matüridiler Tekvin sıfatını Kudret sıfatından ayrı bir sıfat kabul ettiklerinden, zati ve sübuti sıfatları 8 olarak sayarlar. Eş'arilere göre ise bu sıfatlar 7'dir (Sıfat-ı Seb'a).
Sem've Basar:
Allah'ın her şey'i işitip, her işi görmesi demektir. Sem' ve basar sıfatları da Allah'ın ezeli ve ebedi kemal sıfatlarındandır. Allah'ın işitip görmesine, uzaklık - yakınlık, gizlilik - açıklık, karanlık - aydınlık gibi mefhumlar bir engel teşkil edemezler. O, içimizdeki fısıltıları, kalbden ve gönülden yaptığımız duaları işitir. Hikmetine uygun şekilde karşılık verir. Hak Teala'nın Semi' ve Basir, yani, her şey'i en iyi işitici ve en iyi görücü olduğu, Kur'an-ı Kerim'de defalarca zikredilmiştir. Sem' ve Basar sıfatları birer kemal sıfatı olduğundan, zıdları olan a'malık (görmemek) ve sağırlık (işitmemek) Zat-ı Bari hakkında muhal olan noksan vasıflardandır
Kelam:
Allah Teala'nın harfe ve sese muhtaç olmadan konuşması demektir. Allah Teala'nın kelam, yani, söyleme, konuşma sıfatı vardır. Bu sıfat ezeli ve ebedidir. Bu sebeble Allah'a Mütekellim denilir. Kur'an-ı Kerim'e de Kelamullah tabir edilir. Allah'ın peygamberlerine bildirdiği vahiyler, onlara verdiği İlahi kitablar, mahlukatına gönderdiği ilhamlar, hep O'nun Kelam sıfatının bir tecellisidir
Post a Comment