Mescid-i Aksa ile Kubbet-üs Sahra Arasındaki Fark Nedir?
KUDÜS'deki Harem-i Şerif ya da diğer ismi ile Harem-üş Şerif 150 dönümlük bir alanı kaplar. Harem-i Şerif'te Mescid-i Aksa, Kubbet-üs Sahra, Hacer-i Muallak Taşı, Ruhlar kuyusu ve Hz. Muhammed'in Miraç'a çıktığı yer bulunur.
Harem-i Şerif; Mescid-i Aksa, Kubbet-üs Sahra, Ruhlar Kuyusu, türbe, sebil gibi dini amaçla yapılmış yapıları içine alan, yaklaşık 150 dönüm büyüklüğünde bir arazi üzerine dağılmış binalardan oluşan kutsal bir mekandır. Günümüzde birçok kişi tarafından Mescid-i Aksa olduğu sanılan yapı aslında Mescid-i Aksa'nın hemen yakınında yer alan Kubbet-üs Sahra'dır.
MESCİD-İ AKSA ÖNEMİ NEDİR?Harem-i Şerif; Mescid-i Aksa, Kubbet-üs Sahra, Ruhlar Kuyusu, türbe, sebil gibi dini amaçla yapılmış yapıları içine alan, yaklaşık 150 dönüm büyüklüğünde bir arazi üzerine dağılmış binalardan oluşan kutsal bir mekandır. Günümüzde birçok kişi tarafından Mescid-i Aksa olduğu sanılan yapı aslında Mescid-i Aksa'nın hemen yakınında yer alan Kubbet-üs Sahra'dır.
Mescid-i Aksa kelimesi "en uzak" anlamındadır. Mescid-i Aksa da Mekke'ye olan uzaklığından dolayı böyle adlandırılmıştır. Yani, "en uzak mescid" demektir.
Harem-i Şerif yapılarının içerisinde Hz. Süleyman mabedinden kalan batı duvarına bitişik olan dörtgen şeklindeki bu cami, M.S. 638 yılında Hz. Ömer (r.a) döneminde Kudüs fethedildikten sonra inşa edilmiştir. Mescid-i Aksa daha sonra Emevi halifelerinden Abdülmelik bin Mervan zamanında genişletilmiştir.
KUBBET-ÜS SAHRA ÖNEMİ NEDİR?
Harem-i Şerif yapılarının içerisinde Hz. Süleyman mabedinden kalan batı duvarına bitişik olan dörtgen şeklindeki bu cami, M.S. 638 yılında Hz. Ömer (r.a) döneminde Kudüs fethedildikten sonra inşa edilmiştir. Mescid-i Aksa daha sonra Emevi halifelerinden Abdülmelik bin Mervan zamanında genişletilmiştir.
KUBBET-ÜS SAHRA ÖNEMİ NEDİR?
Mescid'i Aksa ile Kubbet-üs Sahra karşılıklı olarak aynı avlu içinde yer alırlar. Kubbet-üs Sahra çok görkemli bir kubbeye sahip olduğundan genellikle Mescidi Aksa sanılır. Üstü altın kaplı olan Kubbet-üs Sahra Kudüs'ün her yerinden görülür.
Bir dönem Kubbet-üs Sahra'yı ele geçiren Haçlılar, burayı kiliseye çevirmişlerdir. Daha sonra Selahaddin Eyyubi, Kudüs'ü fethettikten sonra burayı kilise olmaktan çıkararak, cami olarak ziyarete açmıştır. Bugünkü görünümüne ise Osmanlı padişahları tarafından birçok kez yapılan tamirat ve eklemelerle kavuşturulmuştur. Yüzündeki Çiniler tamamen Osmanlı ürünüdür.
Kudüs ve Mescidi Aksa, tarihte büyük savaşlara neden olmuş ve İslamiyetin ilk Kıblesi olan o mübarek topraklar. Mescidi Aksa, aslında sadece bir yapının adı değildir. İçinde Kıble mescidi, Kubbetüs Sahra ve diğer tüm kutsal yapıları barındıran Haremi Şerifin adıdır.
Mescid-i Aksa yada mukaddes ev anlamına gelen Beytü’l - Makdis, tarihte ilk olarakHz Davud A.S. tarafından yapımına başlanmış ama bitiremeden vefat etmişti. Davud A.S.'den sonra oğlu Süleyman A.S. mescidi tamamlanmış ve yeryüzünün en süslü ve en gösterişli mabedini yapmıştı.
Süleyman A.S.'nin yaptığı mescid bugün Mescidi Aksa (Kıble Mescidi) olarak bilinen yapının alt kısmında bulunur.
Bir dönem Kubbet-üs Sahra'yı ele geçiren Haçlılar, burayı kiliseye çevirmişlerdir. Daha sonra Selahaddin Eyyubi, Kudüs'ü fethettikten sonra burayı kilise olmaktan çıkararak, cami olarak ziyarete açmıştır. Bugünkü görünümüne ise Osmanlı padişahları tarafından birçok kez yapılan tamirat ve eklemelerle kavuşturulmuştur. Yüzündeki Çiniler tamamen Osmanlı ürünüdür.
Kudüs ve Mescidi Aksa, tarihte büyük savaşlara neden olmuş ve İslamiyetin ilk Kıblesi olan o mübarek topraklar. Mescidi Aksa, aslında sadece bir yapının adı değildir. İçinde Kıble mescidi, Kubbetüs Sahra ve diğer tüm kutsal yapıları barındıran Haremi Şerifin adıdır.
Mescid-i Aksa yada mukaddes ev anlamına gelen Beytü’l - Makdis, tarihte ilk olarakHz Davud A.S. tarafından yapımına başlanmış ama bitiremeden vefat etmişti. Davud A.S.'den sonra oğlu Süleyman A.S. mescidi tamamlanmış ve yeryüzünün en süslü ve en gösterişli mabedini yapmıştı.
Süleyman A.S.'nin yaptığı mescid bugün Mescidi Aksa (Kıble Mescidi) olarak bilinen yapının alt kısmında bulunur.
Yani aslında bugün 2 tane Mescid-i Aksa yapısı vardır. Biri Hz. Süleyman tarafından yapılan Mescid-i Aksa El-Kadim denilen eski mescid, diğeri eski mescid üzerine Selahattin Eyyubi tarafından yaptırılan Mescid-i Aksa El-Cedid adı verilen yeni mescid.
Kudüs ve Mescid-i Aksa sırasıyla M.Ö. 586'da Babilliler, M.Ö. 168'de Helenler ve M.Ö. 63 yılında Romalılar tarafından işgal edildi, yakıldı ve yıkıldı. Bu savaşlardan sonra Beytü-l Makdis’ten geriye bir duvar ve yıkıntılar kalmıştı. Bu duvar Hz. Süleyman mabedinden ayakta kalan ve yahudilerin altında ibadet ettikleri yer olup Ağlama Duvarı diye tabir edilen yerdir.
Hz. Ömer (R.A.)
Kudüs 634 yılında ilk kez İslamiyet ile şereflendi. Halife Hz. Ömer R.A. Kudüs’ü feth ederek İslam topraklarına kattı. Hz. Ömer R.A. ilk olarak Beytü’l Makdis’i ve Muallak Kayasının(Sahra) bulunduğu Harem-i Şerifi temizledi ve Sahra üzerinde namazgah tarzında bir mescid yaptırdı.
Emeviler döneminde Halife Abdülmelik bin Mervan, Sahra Mescidini büyütüp yenileyerek Ömer Cami olarakta anılan Kubbetü’s-Sahray'ı yaptırmıştır.
1095 yılında büyük bir Haçlı saldırısına uğrayan Kudüs hıristiyanların eline geçti. Hıristiyanlar ilk olarak Mervan'ın yaptırdığı Sahra Mescidini(Ömer Cami) yıkmışlar ve yerine büyük bir kilise yapmışlar, kubbesinede büyük bir haç asmışlardı.
Selahattin Eyyubi
İslamın büyük komutanlarından Selahattin Eyyubi, haçlıların elinde bulunan Kudus’ü 1187 yılında yeniden feth ederek İslam topraklarına katmıştır. Haremi Şerife giren Müslümanlar ilk olarak hrıstiyanların kilise olarak kullandıkları Sahrâ kubbesinin üzerine çıkmışlar ve büyük altın haçı sökerek sahrayı tekrar islamlaştırmışlardır.
Selahattin Eyyubi, Mescid-i Aksa El-Kadim’i haçlardan, çanlardan temizlemiş ve üzerine Mescid-i Aksa El-Cedit’i inşa etmiştir. Ayrıca sahra üzerindeki kiliseyi yıkmış ve yerine muhteşem Kubbetü-s Sahra’yı yaptırmıştır. Bugünkü Mescid-i Aksa ve Kubbetü-s Sahra yapıları Selahattin Eyyubi’nin yaptırdığı yapılardır. Allah (CC) ondan razı olsun.
Müslümanların İlk Kıblesi
Müslümanların ilk kıblesi Mescid-i Aksa idi ve namazlar Kıbleteyn'e kadar Mescid-i Aksa'ya doğru kılınıyordu. Ashabı Kiramdan Ebu Zerri'l Gıfari der ki: Ya Resulallah! Yeryüzünde ilk kurulan mescid hangisidir diye sordum.
Resulallah Aleyhisselam: Mescid-i Haram'dır buyurdu.
Sonra hangisidir diye sordum: Mescid-i Aksa'dır buyurdu.
İsra Yada Miraç Hadisesi
Kudüs'ün özellikle Haremi Şerif alanının İslamiyetteki önemi, Miraç olayının burada gerçekleşmiş olmasıdır. Hz. Peygamber, Hicret'ten bir yıl kadar önce Recep ayının 27. gecesinde Mescid-i Haram'dan Mescid-i Aksa'ya gelmiş, buradanda Allah katına çıkarılmıştır. Bu olay Kuran-ı Kerim'de İsra suresinde şöyle bildirilir.
İsra Suresi-1 : Bir gece, kendisine bazı delillerimizi gösterelim diye Muhammed kulunu Mescid-i Haram'dan çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa'ya götüren Allah, noksan sıfatlardan münezzehtir. O gerçekten her şeyi işitendir, görendir.
Allac (CC), ayette Mescid-i Aksa'nın ve çevresinin mübarek kılındığını bildirmiştir. Mescid-i Aksa Beytü-l Maktis'tir yani Mukaddes Ev demektir. Nitekim Miraç ile ilgili hadiste Hz. Peygamber(A.S.) Burak'a bindim, Beytü-l Makdis'e vardım buyurmuştur.
Kudüs ve Mescid-i Aksa sırasıyla M.Ö. 586'da Babilliler, M.Ö. 168'de Helenler ve M.Ö. 63 yılında Romalılar tarafından işgal edildi, yakıldı ve yıkıldı. Bu savaşlardan sonra Beytü-l Makdis’ten geriye bir duvar ve yıkıntılar kalmıştı. Bu duvar Hz. Süleyman mabedinden ayakta kalan ve yahudilerin altında ibadet ettikleri yer olup Ağlama Duvarı diye tabir edilen yerdir.
Hz. Ömer (R.A.)
Kudüs 634 yılında ilk kez İslamiyet ile şereflendi. Halife Hz. Ömer R.A. Kudüs’ü feth ederek İslam topraklarına kattı. Hz. Ömer R.A. ilk olarak Beytü’l Makdis’i ve Muallak Kayasının(Sahra) bulunduğu Harem-i Şerifi temizledi ve Sahra üzerinde namazgah tarzında bir mescid yaptırdı.
Emeviler döneminde Halife Abdülmelik bin Mervan, Sahra Mescidini büyütüp yenileyerek Ömer Cami olarakta anılan Kubbetü’s-Sahray'ı yaptırmıştır.
1095 yılında büyük bir Haçlı saldırısına uğrayan Kudüs hıristiyanların eline geçti. Hıristiyanlar ilk olarak Mervan'ın yaptırdığı Sahra Mescidini(Ömer Cami) yıkmışlar ve yerine büyük bir kilise yapmışlar, kubbesinede büyük bir haç asmışlardı.
Selahattin Eyyubi
İslamın büyük komutanlarından Selahattin Eyyubi, haçlıların elinde bulunan Kudus’ü 1187 yılında yeniden feth ederek İslam topraklarına katmıştır. Haremi Şerife giren Müslümanlar ilk olarak hrıstiyanların kilise olarak kullandıkları Sahrâ kubbesinin üzerine çıkmışlar ve büyük altın haçı sökerek sahrayı tekrar islamlaştırmışlardır.
Selahattin Eyyubi, Mescid-i Aksa El-Kadim’i haçlardan, çanlardan temizlemiş ve üzerine Mescid-i Aksa El-Cedit’i inşa etmiştir. Ayrıca sahra üzerindeki kiliseyi yıkmış ve yerine muhteşem Kubbetü-s Sahra’yı yaptırmıştır. Bugünkü Mescid-i Aksa ve Kubbetü-s Sahra yapıları Selahattin Eyyubi’nin yaptırdığı yapılardır. Allah (CC) ondan razı olsun.
Müslümanların İlk Kıblesi
Müslümanların ilk kıblesi Mescid-i Aksa idi ve namazlar Kıbleteyn'e kadar Mescid-i Aksa'ya doğru kılınıyordu. Ashabı Kiramdan Ebu Zerri'l Gıfari der ki: Ya Resulallah! Yeryüzünde ilk kurulan mescid hangisidir diye sordum.
Resulallah Aleyhisselam: Mescid-i Haram'dır buyurdu.
Sonra hangisidir diye sordum: Mescid-i Aksa'dır buyurdu.
İsra Yada Miraç Hadisesi
Kudüs'ün özellikle Haremi Şerif alanının İslamiyetteki önemi, Miraç olayının burada gerçekleşmiş olmasıdır. Hz. Peygamber, Hicret'ten bir yıl kadar önce Recep ayının 27. gecesinde Mescid-i Haram'dan Mescid-i Aksa'ya gelmiş, buradanda Allah katına çıkarılmıştır. Bu olay Kuran-ı Kerim'de İsra suresinde şöyle bildirilir.
İsra Suresi-1 : Bir gece, kendisine bazı delillerimizi gösterelim diye Muhammed kulunu Mescid-i Haram'dan çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa'ya götüren Allah, noksan sıfatlardan münezzehtir. O gerçekten her şeyi işitendir, görendir.
Allac (CC), ayette Mescid-i Aksa'nın ve çevresinin mübarek kılındığını bildirmiştir. Mescid-i Aksa Beytü-l Maktis'tir yani Mukaddes Ev demektir. Nitekim Miraç ile ilgili hadiste Hz. Peygamber(A.S.) Burak'a bindim, Beytü-l Makdis'e vardım buyurmuştur.
Post a Comment